9 Eylül 2013 Pazartesi

Bir Veda Hikayesi...

Pazar sabahından beri hislerimi nasıl anlatsam diye düşünüyorum. İnsan bazı durumlarda daha planlı olmak ve kalemine geleni yazmak değil, en iyisini yapmak için bekliyor...Ancak ne kadar beklenirse beklensin en iyisinin olmayacağı, duyguların tam olarak ifade edilemeyeceği durumlar da var...Bu da tam o durumlardan biri... Pazar sabahı doğanın içinde, bir kasabada gözlerimi açtım ancak günlük alışkanlıklarımdan vazgeçmeyerek önce maillerimi sonra da sosyal medyadaki hesaplarımı kontrol ettim. Son yüklenen yorumları okurken o satırlar çarptı gözüme..."Onemli Sanatcimiz Mete Ugur'u kaybettik. Bana guzel tavsiyelerini hic unutmayacagim. Hepimizin basi sagolsun. Nur icinde yatsin. Allah ailesine sabirlar versin..." Aynen böyle yazıyordu işte. Bu satırları yazan ise Siemens Opera Yarışması İkincisi sevgili Umut Kosman'dı. Mete Uğur- Devlet sanatçısı, Türkiye'de Opera denince ilk akla gelen isimlerden, yurtiçinde ve yurtdışında ülkemizi başarıyla temsil etmiş çok değerli bir isimdi...Ama hepsinin yanında çok değerli bir insandı. 2 yılımı doldurduğum şirketimde pek çok etkinlik gerçekleştirdim ancak bunlar içerisinde bana en çok mutluluk veren sosyal içeriği olan konulardı...Opera Yarışması'da en güzel örnek. Geçen sene destek verdiğim yarışmayı bu sene ben gerçekleştirme fırsatı buldum. Mutluluktan uçtum. Sebebi yarışmanın sanata ve genç arkadaşlarıma katkısını en yakından gözlemleme şansı yakalayacak olmamdı. Bir de Türk sanat dünyasında başarıdan başarıya koşan, saygın ve değerli jüri üyeleri Mete Uğur ve Yekta Kara ile ve yurtdışındaki çok başarılı operaların başındaki isimler ile biraraya gelecek olmam...Çoğu iletişimcinin temel özelliği olan çok konuşma ve çok soru sorma yönüm ile hem Mete Bey hem de Yekta Hanım'a operanın Türkiye'deki yeri, yurtdışı ile kıyasladığımızda ne durumdayız, ne yönlerden gelişmemiz gerekiyor...aklıma gelen tüm soruları sordum. Onlar da bıkmadan- usanmadan yanıtladılar beni ve bazen de renkli anılarıyla güldürüp başka dünyaların kapısını açtılar bana... Yarışma boyunca kendileriyle birarada olma onurun yaşadım ben. Sonuçlar açıklandığında dereceye giremeyen arkadaşlarımızla nasıl hassasiyetle ilgilendiklerini, onların daha iyi olması için yaptıkları değerlendirmeleri gördüm. Yarışmayı kazanan arkadaşlarımızın sevinçlerini ne kadar büyük mutlulukla paylaştıklarını, onları nasıl desteklediklerini gördüm...Şahane anılar biriktirdim...Opera yarışmasına katılan çok değerli arkadaşlarımla iletişim halinde olma, onların sanata bakışları, hayata bakışları, başarı hırsları- istek ve azimlerine ortak olma şansı yakaladım...Her birinin çok iyi yerlere geleceğine gönülden inanıyorum... Seneye bir opera yarışmasını daha gerçekleştireceğimizi ve yine genç arkadaşlarımızın performanslarını mutlulukla izleyeceğimi biliyorum...Ancak çok önemli bir mihenk taşının orada olmayacağıni özümsemeye çalışıyorum. Kendisini tanıma fırsatı yakalayan arkadaşlarım ne demek istediğimi benden çok daha iyi ifade edeceklerdir. 2 ayımı tamamladığım yurtdışı maceramda bugün ilk kez İstanbul'da olmak istedim. Kendisine Süreya Opera'sında düzenlenen törende bulunarak veda edebilmek daha anlamlı olurdu ancak ne yazık ki olamadı. Uzun lafın kısası; bazı boşluklar dolmaz...Mete Uğur'un Türk Opera sanatındaki değerli yeri de dolmayacaktır. Cenazesine katılamadığım değerli büyüğüme en iyi bildiğim method ile- yazarak veda ediyorum...Yazarken çok zorlandığım bu satırları burada sonlandırıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder